yer vermek

Sens de "yer vermek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 10 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	yer vermek	include v.
For that reason, we had to include a lot of detail. Bu nedenle, çok fazla ayrıntıya yer vermek zorunda kaldık. More Sentences
2	General	yer vermek	feature v.
The History Channel will feature films by Steven Spielberg this week. History Channel bu hafta Steven Spielberg'in filmlerine yer verecek. More Sentences
3	General	yer vermek	rank v.
4	General	yer vermek	give place to v.
5	General	yer vermek	give a place v.
6	General	yer vermek	allow for v.
7	General	yer vermek	give (somebody) a seat v.
8	General	yer vermek	allow (something) happen v.
9	General	yer vermek	sit v.
10	General	yer vermek	stall [obsolete] v.

Sens de "yer vermek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 42 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	kalacak yer vermek	accommodate v.
We can accommodate you. Sana kalacak yer verebiliriz. More Sentences
General
2	General	yatak yer vermek	berth v.
3	General	(otobüste vb) birine yer vermek	give someone a seat v.
4	General	geniş yer vermek	give wide coverage to v.
5	General	geniş yer vermek	give wide publicity to v.
6	General	video görüntüsüne yer vermek	feature video footage v.
7	General	yaşlılara yer vermek	give up your seat to elderly v.
8	General	yaşlılara yer vermek	give up your seat for elderly v.
9	General	otobüste yaşlılara yer vermek	give up seat to elderly on bus v.
10	General	yatacak yer vermek	bunk v.
11	General	kayarak yer vermek	overslide v.
12	General	(kilisede) hizipte yer vermek	schismatise [uk] v.
13	General	oturacak yeni bir yer vermek	seat v.
14	General	geniş yer vermek	skywrite v.
15	General	uyuyacak yer vermek	sleep v.
16	General	kalacak yer vermek	succor [us] v.
17	General	kalacak yer vermek	succour [uk] v.
Phrasals
18	Phrasals	(bir yer veya şey) için savaş vermek	battle for v.
19	Phrasals	(birine/bir şeye) bir listedeki (kişiler/şeyler) arasında yer vermek	list (someone or something) as one of (someone or something) v.
20	Phrasals	oyuncuya farklı bir proje kadrosunda tekrar yer/rol vermek	recast in (something) v.
21	Phrasals	kayıp yer vermek	slide over v.
22	Phrasals	birine/bir havana yanında kalacak yer vermek	take someone or an animal in v.
23	Phrasals	-e yer vermek	work in v.
24	Phrasals	kalacak/yatacak yer vermek	bed down v.
25	Phrasals	(bir şeyin) öğelerine yer vermek	borrow from (something) v.
26	Phrasals	(bir şeyde) önemli yer vermek	build into (something) v.
27	Phrasals	(birine bir şeyde) yer vermek	count (one) in on (something) v.
28	Phrasals	(birine bir şeyde) yer vermek	include (one) in (something) v.
29	Phrasals	(birine/bir şeye bir topluluk/grup) içinde yer vermek	include (someone or something) among (something) v.
30	Phrasals	içinde yer vermek	include in v.
31	Phrasals	(bir şeye bir yer/bir şey boyunca) rota vermek	pilot (something) through (something or some place) v.
32	Phrasals	oyuncuya farklı bir proje kadrosunda tekrar yer/rol vermek	recast in v.
Colloquial
33	Colloquial	kalacak yer vermek	give a place to stay v.
Idioms
34	Idioms	bir şeye yeterince/tam yer vermek	allow something full play v.
35	Idioms	bir şeye yeterince/tam yer vermek	give something full play v.
36	Idioms	mahkemede kralın/kraliçenin/devletin safında yer alarak suç ortağı aleyhine ifade vermek	turn state's evidence v.
37	Idioms	mahkemede kralın/kraliçenin/devletin safında yer alarak suç ortağı aleyhine ifade vermek	turn queen's evidence v.
38	Idioms	mahkemede kralın/kraliçenin/devletin safında yer alarak suç ortağı aleyhine ifade vermek	turn king's evidence v.
39	Idioms	tv programcılığında dikkat çekmek/izleyiciyi tutmak için hileye, şaşırtıcı/akılalmaz bir şeye yer vermek	jump the shark v.
Trade/Economic
40	Trade/Economic	sermaye malı için yapılan harcamalara gider hesabı yerine sabit değerler hesabında yer vermek	capitalise v.
41	Trade/Economic	sermaye malı için yapılan harcamalara gider hesabı yerine sabit değerler hesabında yer vermek	capitalize v.
Cinema
42	Cinema	sinema filminde yer vermek	screen v.